Satın alma gücü paritesine dayandırılarak oluşturulan ve bugün dünyada en yaygın olarak kullanılan endekslerden biri Big Mac endeksidir. Bu teoremde kullanılan mal sepeti Mc Donald’ın
Big Mac’idir. Bu Fast Food ürünü üzerine inşa edilen teorem, bugün
piyasaların en güvenilir endekslerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Burger
ekonomisi doların dünyanın her ülkesinde aynı değerde mal ve hizmet
satın alacağı teorisine dayanır. Uzun dönemde iki ülke arasındaki kur,
satın alabileceği big mac’e göre şekillenir. Sepetteki tek ürün dünyanın
120 ülkesinde satılan big mac’tir. Hamburgerin maliyetinin dünyanın her
yerinde eşit olduğu kabul edilerek kurun aşırı değerli veya değersiz
olduğuna karar verilir.
Basit bir örnekle bir ülkenin kurunun
değerini bulmaya çalışalım: ABD’de big mac’in satış fiyatı 4 dolar
olsun. Türkiye’de ise 8 TL olduğunu kabul edelim. (Rakamlar temsilidir.)
Bu durumda satın alma gücü paritesi 8/4=2’dir. Bunu gerçek kur olan 1,5
ile karşılaştıralım. (2-1,5)/2= 0,25 olur. Bu durumda liranın dolara
karşı %25 değerli olduğu söylenebilecektir.
Şimdi gerçek bir
durumu örnek vererek çözümlemeye çalışalım. Çin’de big mac’in fiyatı
14,5 yuandır. Yani yaklaşık 2,18 dolar. Oysa ABD’de aynı
hamburger yaklaşık 3,71 dolardır. İşte Çin yuanının aşırı değersiz
olduğunu buradan da görebiliriz. 14,5 yuan ile ABD’deki gibi 1 big mac
alınabilseydi yuan/dolar paritesi uluslar arası piyasada 0,26 olacaktı.
Oysa şu anki parite 0,15. Yani yuan dolara karşı %40 değersiz durumda.
ABD’nin
bir bardak suda kopardığı fırtına misali yorumlanan yuanın aşırı
değersizliği üzerine ABD’nin ısrarcı tavrının sebebi anlaşılabiliyordur
herhalde. Bir big mac’te %40 olan değersizliğin giderilmesi durumunda ABD’nin 2 trilyon dolarlık açığının kaça ineceğini siz hesaplayın artık. (Yanıt 1,2 trilyon dolar.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder